Mal, hizmet ve iletişim üreticilerinin üretim süreçlerinden başlamak üzere tüketicilerine ulaşana kadar ilerleyen ticari süreçlerde, her bir aşama arasında değişime aracılık eden sağlayıcıların (provider) yürüttüğü hukuki ve ekonomik faaliyetlerin bütününü “ticaret” olarak değerlendirebiliriz. Bu değerlendirmeye dayanarak, Ticaret Hukuku, özetle, üretim, aracılık ve tüketime yönelik ticari faaliyetleri ve aktörlerin içinde bulunduğu hukuki durum ve statüleri düzenleyen hukuk dalı olarak ifade edilebilir.

İdare hukuku, temeli anayasada belirlenen, idarenin faaliyet ve örgütlenmesine ilişkin kurallar öngören, kamuya tanınan üstünlük ve ayrıcalıklar ile bireye tanınan hak ve hürriyetlerin dengelenmesini sağlayan hukuk dalıdır.

Aile, aralarında evlilik ve kan bağı bulunan, eşler, çocuklar, kardeşler, anne, baba gibi bireylerin oluşturduğu ve toplum içindeki en küçük bütündür. Aile, yaşamakta olduğumuz toplumun temelini oluşturan en küçük birimdir. Toplumdaki dengeyi oluşturan aile, hukukla da korunmaktadır.


İş hukuku, işçi hakları, çalışma koşulları, işçi ücretleri, işçi sendikaları ve işveren-işçi ilişkileri ile ilgili konuları inceleyen hukuk dalıdır. İş hukuku Kara Avrupası hukuk sistemlerine dahil ülkelerde genellikle milli iş kanunları ile düzenlenmektedir. İş uyuşmazlıkları kural olarak iş mahkemelerinde görülmektedir. İş mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise asliye hukuk mahkemelerinde görülmektedir.

Rekabet hukuku, mal ve hizmet piyasalarında rekabetin korunması amacına yönelik olarak oluşturulan kurallar üzerine inşa edilmiş bir hukuk dalıdır.

Kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenleyen hukuk dalıdır.

Kira hukuku, bir mülkün kiralanması sırasında ev sahibi-kiracı arasında oluşan hakları, yükümlülükleri ve uyuşmazlıkları düzenleyen bir hukuk dalıdır. Türkiye'de kira hukukuna ilişkin temel düzenlemeler özellikle Türk Borçlar Kanunu'nun 'Konut ve Çatılı İşyeri Kiraları' başlıklı bölümü kapsamında yer alır.

4721 sayılı Medeni Kanunu'nun 495-682. maddeleri arasında düzenlenen Miras Hukuku, gerçek kişilerin ölümü sonrasında gerek vasiyetname ve miras sözleşmesi gibi ölüme bağlı tasarruflar ile gerek ise miras hükümleri uyarınca intikal eden malvarlığı değerlerinin kanunda öngörülen şekilde mirasçılara devir ve intikali ile mirasın tasfiyesini düzenleyen hukuk dalıdır.

Anayasanın 73. maddesi, vergi ödevine hâkim olan temel anayasal ilkeler doğrultusunda vergi sorumlu ve mükelleflerinin ödemekle yükümlü olduğu vergilerin, verginin genelliği, verginin kamu giderlerini karşılamaya yönelik olması, mâli güçle orantılı olması, vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı ile verginin kanunîliği olarak sayılabilecek anayasal ilkelere uygun olarak tarh ve tahakkuku ile  vergilerin mükelleflerce eksiksiz olarak ve süresinde ödenmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını hedefleyen hukuk dalıdır.

Kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemeyi amaçlayan hukuk dalıdır.  Türk Ceza Kanunu'nda, bu amacın gerçekleştirilmesi için ceza sorumluluğunun temel esasları ile suçlar, ceza ve güvenlik tedbirlerinin türleri düzenlenmiştir.

yabancılık unsuru taşıyanlar da dâhil olmak üzere, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulan bir "alternatif uyuşmazlık çözümü" yöntemidir.  Hukukumuzda ihtiyari arabuluculuk ve zorunlu arabuluculuk olarak iki ana başlık altında incelenen bu alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemine Ticaret Hukuku, Kira Hukuku gibi bazı alanlarda arabuluculuğa dava şartı niteliği yüklenerek başvurulması zorunlu kılınmıştır.

Sözleşmeden, haksız fiilden, kusur sorumluluğundan veya kusursuz sorumluluk ilkelerinden kaynaklanan, meydana gelen veya meydana gelmesi pek muhtemel olan zararın, zararın meydana gelmesine sebep olan veya zararın giderilmesi yükümlülüğü bulunan taraf(lar)ca giderilmesi amacıyla düzenlenen yasal düzenlemelerin ve hukuki çalışmaların tamamının tazminat hukuku kavramına dahil olduğundan söz edilebilir.